25 Mart 2012 Pazar

Sabreden Derviş

Uzun bir aradan sonra tekrar merhaba,
   Biliyorum çok unutturdum kendimi.O kadar hevesle başladığım yazma işine birden çok uzun süre ara verdim.Elimde olmayan sebepleri hesaba katamamıştım.Bu kadar uzun ara vermeyi hiç düşünmemiştim.Artık öğrencilik hayatımın yoğunluğundan fırsat bulamamış olmam mı deseniz yoksa Alperen’in yazma konusundaki tembelliği mi deseniz siz karar verin. J
   Üniversiteyi kazandığımdan beri aileden uzaklaşmak, ayrı eve çıkmak vb. şeylerin getirdiği sorumluluklarla hayatımın belirli dönemleri çok daha yoğun geçmeye başladı.Bu yoğunluk içinde olaylara sabırla yaklaşmak gereği de giderek önem kazandı.İnsanın hayatının her anında sabırlı olması gerektiği gerçeği önümde dururken ben son zamanlarda çok sabırsız olduğumu düşünmeye başladım.
   Aslında hayatın her anında vardır sabır.Trafikte kırmızı ışığı beklerken,arkadaşından telefon beklerken,sağlığına kavuşmayı dilerken,askerden dönecek oğlun yolu gözlenirken,Beşiktaş’ın golünü beklerken ve daha birçok yerde…
   Okulda, evde, yolda kendimle konuşmaya fırsat bulduğum her an da sabırsızlık yaşadığımı fark ettiğimde kendime biraz kızdım.Geçenlerde vapurda çayımı yudumlarken bile sabırsızca davranıp sıcak çayı bir yudumda içerken yakaladım kendimi.Neydi bu bendeki acele anlam verememiştim.Telefon konuşmalarımın iki dakika uzamasına sabredemiyordum,karşıdan karşıya geçerken kırmızı ışığa sabredemiyordum.Ama bunun böyle gitmeyeceği açık ve netti.Artık bir dur demem gerekiyordu. Oysaki ben sabırlı olmayı küçüklüğümden itibaren öğrenmeye başlamıştım.Öğrenmeye başladım diyorum çünkü anlık bir şey değil öğrenilip bitmiyor.İnsan her yaşında sabırlı olmayı öğrenmeye devam ediyor.9-10 yaşlarındaydım,2 yaşındaki kardeşim hastaneye yatana kadar sabretme eylemiyle tanışmamıştım.Daha küçükken mutlaka karşıma çıkmıştır sabretmem gereken bir durum ama bazı şeyleri fark etmeye başladığım zaman en çok bunun aklıma kazındığını hatırladım.Bu olay benim için ilkti.Kardeşimin hastanede geçirdiği aylarda ona kavuşmayı sabırla beklemiştim.İnsanı en çok etkileyebilecek olaylar yakınlarıyla,sevdikleriyle yaşadıklarıdır.Bende o günlerde sabretmeyi öğrendim ve bu yüzden bu olaya ilk diyorum.
    Kardeşim sağlığına, ben de kardeşime kavuştuğunda sabredip muradımıza ermiştik ikimizde.Bundan sonra önümüze çıkacak her türlü zorlukta sabrımızı koruyup yılmayacaktık.Sırada benim lise sınavım,kardeşimin okula başlaması gibi hayatın bir çok önemli anı vardı ve hepsinde sabırlı olmanın ne kadar önemli olduğunu gördüm.
   Şimdi okuduğum bölümde de başarılı olmak için her zaman gerekli olan çalışkanlık,azim,hırs gibi şeylerin yanında sabrın yerinin ne kadar büyük olduğunu öğreniyorum.Bilgisayarla uğraşmak gerçekten büyük sabır gerektiren bir iş.Özellikle yazılım alanı sürekli gelişen bir alan olduğu için ayak uydurmak için koşmaktan daha fazlasını yapmak gerekiyor.
   Geçenlerde telefonumun yazılımıyla uğraşırken karşılaştığım sorunlarda gördüm ki sabırsızlığımı tamamen yenmişim. Bilgisayar, telefon gibi teknolojik aletlerle uğraşırken takıldıklarında bir an önce düzelmeleri için gereksiz bir çok şeye başvuran ben, sabrın önemini kavrayınca ne kadar doğru hamleler yapılabileceğini bir kez daha gördüm.Sabırsızlıkla içimde bir şeylerin beni yemesine engel olunca her şeyin daha doğru ve akıcı gittiğine,istenilen sonuca vardığına şahit oldum.
   Yaşadığım bazı tecrübeleri, farkına vardığım bazı şeyleri paylaşmak istedim sizlerle.Beni sabırla dinlediğiniz için teşekkürü bir borç bilirim.Yakında tekrar görüşmek üzere…