Biliyorum çok
unutturdum kendimi.O kadar hevesle başladığım yazma işine birden çok uzun süre
ara verdim.Elimde olmayan sebepleri hesaba katamamıştım.Bu kadar uzun ara
vermeyi hiç düşünmemiştim.Artık öğrencilik hayatımın yoğunluğundan fırsat
bulamamış olmam mı deseniz yoksa Alperen’in yazma konusundaki tembelliği mi
deseniz siz karar verin. J
Üniversiteyi kazandığımdan
beri aileden uzaklaşmak, ayrı eve çıkmak vb. şeylerin getirdiği sorumluluklarla
hayatımın belirli dönemleri çok daha yoğun geçmeye başladı.Bu yoğunluk içinde
olaylara sabırla yaklaşmak gereği de giderek önem kazandı.İnsanın hayatının her
anında sabırlı olması gerektiği gerçeği önümde dururken ben son zamanlarda çok
sabırsız olduğumu düşünmeye başladım.
Aslında hayatın her anında vardır sabır.Trafikte kırmızı
ışığı beklerken,arkadaşından telefon beklerken,sağlığına kavuşmayı dilerken,askerden
dönecek oğlun yolu gözlenirken,Beşiktaş’ın golünü beklerken ve daha birçok
yerde…
Okulda, evde, yolda kendimle konuşmaya fırsat bulduğum her
an da sabırsızlık yaşadığımı fark ettiğimde kendime biraz kızdım.Geçenlerde
vapurda çayımı yudumlarken bile sabırsızca davranıp sıcak çayı bir yudumda
içerken yakaladım kendimi.Neydi bu bendeki acele anlam verememiştim.Telefon
konuşmalarımın iki dakika uzamasına sabredemiyordum,karşıdan karşıya geçerken
kırmızı ışığa sabredemiyordum.Ama bunun böyle gitmeyeceği açık ve netti.Artık bir
dur demem gerekiyordu. Oysaki ben sabırlı olmayı küçüklüğümden itibaren
öğrenmeye başlamıştım.Öğrenmeye başladım diyorum çünkü anlık bir şey değil
öğrenilip bitmiyor.İnsan her yaşında sabırlı olmayı öğrenmeye devam ediyor.9-10
yaşlarındaydım,2 yaşındaki kardeşim hastaneye yatana kadar sabretme eylemiyle
tanışmamıştım.Daha küçükken mutlaka karşıma çıkmıştır sabretmem gereken bir
durum ama bazı şeyleri fark etmeye başladığım zaman en çok bunun aklıma kazındığını
hatırladım.Bu olay benim için ilkti.Kardeşimin hastanede geçirdiği aylarda ona kavuşmayı
sabırla beklemiştim.İnsanı en çok etkileyebilecek olaylar yakınlarıyla,sevdikleriyle
yaşadıklarıdır.Bende o günlerde sabretmeyi öğrendim ve bu yüzden bu olaya ilk
diyorum.
Kardeşim sağlığına, ben
de kardeşime kavuştuğunda sabredip muradımıza ermiştik ikimizde.Bundan sonra
önümüze çıkacak her türlü zorlukta sabrımızı koruyup yılmayacaktık.Sırada benim
lise sınavım,kardeşimin okula başlaması gibi hayatın bir çok önemli anı vardı
ve hepsinde sabırlı olmanın ne kadar önemli olduğunu gördüm.
Şimdi okuduğum bölümde de başarılı olmak için her zaman
gerekli olan çalışkanlık,azim,hırs gibi şeylerin yanında sabrın yerinin ne
kadar büyük olduğunu öğreniyorum.Bilgisayarla uğraşmak gerçekten büyük sabır
gerektiren bir iş.Özellikle yazılım alanı sürekli gelişen bir alan olduğu için
ayak uydurmak için koşmaktan daha fazlasını yapmak gerekiyor.
Geçenlerde telefonumun yazılımıyla uğraşırken karşılaştığım
sorunlarda gördüm ki sabırsızlığımı tamamen yenmişim. Bilgisayar, telefon gibi
teknolojik aletlerle uğraşırken takıldıklarında bir an önce düzelmeleri için
gereksiz bir çok şeye başvuran ben, sabrın önemini kavrayınca ne kadar doğru
hamleler yapılabileceğini bir kez daha gördüm.Sabırsızlıkla içimde bir şeylerin
beni yemesine engel olunca her şeyin daha doğru ve akıcı gittiğine,istenilen
sonuca vardığına şahit oldum.
Yaşadığım bazı tecrübeleri, farkına vardığım bazı şeyleri
paylaşmak istedim sizlerle.Beni sabırla dinlediğiniz için teşekkürü bir borç
bilirim.Yakında tekrar görüşmek üzere…